DERNEKPAZARI TARİHİ VE KÖYLERiNE ETİMOLOJİK (KÖKEN BİLİMİ) YAKLAŞIM
DERNEKPAZARI TARİHİ VE KÖYLERiNE ETİMOLOJİK (KÖKEN BİLİMİ) YAKLAŞIM
Bilindiği üzere Dernekpazarı, ülkemizin en küçük ilçeleri arasında zirveye oynamakyadır. Bu sayısal verinin yanısıra doğa güzelik bakımından da öyle olduğu ulusal ve uluslararası camiada yine oldukça öneme sahiptir. Ülkemizin bu şirin bölgesinde halen daha eski köy ve yayla isimleri sıklıkla kullanılmaktadır. Sırf bu yüzden bölgeden uzun yıllar önce göç eden rumlar ile ilişkilendirilmesi başta sammi gelebilir ama oldukça önemli bir stratejnin oyunudur.
Karadeniz Türkiye’nin en nadide bölgesi olarak geçmişten günümüze önemli rollere ev sahipliği yapmıştır. Trabzon için öngörülen Fatih’in fethettiği, Yavuz’un yönettiği ve Kanuni’nin doğduğu şehir ibaresi bölgeyi ifade etmektedir. Bu çalışmada Doğu Karadeniz, Trabzon, Dernekpazarı ve Köyler özellikle büyük tartışmalar içeren 1461 öncesi için kademeli olarak incelenmiştir. Bu çalışma bir özet niteliğinde olup bölge ile ilgili değerlendirmelerin daha anlaşılabilir olması için ayrı başlıklar halinde sunulmuştur.
Doğu Karadeniz Bölge Halkları
Doğu Karadeniz denilince ilk olarak akla Yunanlı yerleşimleri gelmektedir. Esasen Doğu Karadeniz’de daha önceleri yerleşmiş olan bazı yerel halkın bulunduğu ve bu kabilelerin genellikle orta asya kökenli ve Turani kavimler olduğu Charles Texier, Fallmaerayer, Pullant, Heredot, Ş. Günaltay, vs. gibi tarihçilerinden öngördüğü bir gerçektir[1, 2]. Bu bilgiler ışığında M.Ö. 800’lü yıllar itibariyle Kuzey Karadeniz’de Kimmerler ve İskitler bölgede yerleşmişlerdir. Özellikle İskitler Doğu Karadeniz’e ayrı ayrı zaman dilimlerinde küçük gruplar halinde yerleşmiş ve zamanla nüfuslarını arttırmıştır[1, 3]. Savaşçı ve itaatsiz yapıları ve savaş aleti yapımı konusunda madencilik gibi alanlarda etkin bir beceriye sahip bu halklar bölge egemenliğini almaya kalkışan Persler ve Romalılara karşı direnmişlerdir. Özellikle bu direniş nedeniyle asıl amaç olan deniz kıyısında yerleşen Persler ve Romalılar dağlık alanlarda egemenlik konusunda genellikle sıkıntı yaşamışlardır[4].
Doğu Karadeniz ile ilgili yazılı kaynakların ilki Anabasis (Onbinlerin Dönüşü) isimli Yunan Ksenophon’un seyahatnamesidir. Pers savaşından geri dönerken Karadeniz kıyılarından geçen Ksenophon’a göre Trabzon bölgesi civarında M.Ö. 401 tarihinde Driller, Khalybiler, Kolkhlar, Taokhlar, Makronlar, Mossynoikler, Tibarenler, Heptakommenler ve Hellenler yaşamaktaydı[5]. Kendisi Yunan kökenli olan Ksenophon, bu bölgede yaşayan halkların bağımsız oldukları ve ne Pers ne de Yunan kökenli olmadıklarını ifade etmiştir[4].
Kuzey Kafkasya’da yerleşik halde bulunan Hunların, yer yer Anadolu seferleri yapmış, bu aşamada Karadeniz bölgelerinde keşif yapmış oldukları söylenebilir. Öyle ki, bu tarih sonrasında (M.S. 395) birçok Türk boyu küçük gruplar halinde bölgeye yerleşmeye başlamışlardır. Ön keşif sonrası görülen geçitlerden önemli olanlarından biri de Dernekpazarı’nın da içinde bulunduğu Solaklı Vadisidir. Bu geçitlerden Uz (Oğuz), Peçenek gibi büyük Türk boyları bölgede kendilerine yer bulmuşlardır[6, 7]. 11. Yüzyıl sonrasında önemli bir göçte Kuman/Kıpçak Türkleri tarafından gerçekleşmiştir. Bu kafilelerden ilki 1118 yılında Gürcü Kralı David tarafından davet edilen 45.000 kişilik bir Kuman topluluğudur[8]. Karadeniz’de olduğu gibi Kumanlar, Trakya, Makedonya ve Anadolu’nun çeşitli yerlerine yerleşirken, Macar Kralı Bela da topraklarına yerleşmek isteyen 40 bin kadar Kuman’a iskân izni vermiştir[9]. Gürcü Kralı ve Kumanlar, Gürcü Kralının Doğu Romanın bir kolu olan Trabzon Rum İmparatorluğu ile yakın ilişkileri nedeniyle bu yeni krallığın ilk kuruluş ve savunma amaçlı olarak faaliyet gösteren Kumanlar önemli askeri görevlere de atanmışlardır[7].
Trabzon bölgesine yerleşen (özellikle Solaklı, Sürmene ve Değirmendere bölgelerine) Kumanlar, Hristiyanlaşsa da Türk kimliklerinden kopmamış, bölgede Türk isimlerini kullandıkları Osmanlı egemenliği sonrasında görülmüştür[9]. Karadeniz’de kültürel bir öğe olmasına rağmen son dönemde aslen Yunan kökenli olduğuna ilişkin lobilerin bulunduğu Kemençe de Kumanlarla yakından ilgilidir. Kemençe Kumanlarda şahıs ismi olarak dahi kullanılmıştır. 1290 yılında Macar kralı IV. Laszloyu öldüren Kumanlardan birinin adı da Kemenche idi. Kırım yarımadasında da Kemençe, Küçük Kemençe, Murzatar Kemençe gibi yer adlarına rastlamak da mümkündür. Gagavuzlarda Kemençe kelimesinin anlamı Keman olup, Kemençe çalınarak oynanan oyunun adı da Horondur. Ayrıca Gagavuzların kültürel öğeleri incelendiğinde Karadeniz ile bariz yakınlıklar içerdiğini görmek mümkündür[1, 10, 11]. Dernekpazarı’nın Kondu ismi de bu zamanlarda verilmiş olup, tamamen Türkçe kökenlidir. Oturdu, yerleşti anlamıyla verilen Kondu ismi, o dönemden günümüze kadar gelmiş, son dönemde Dernekpazarı olarak değiştirilmiştir[1]. Tıpkı Kondu gibi, Sürmene de yer alan Çavuşlu köyünün eski ismi Kumanit’tir. Tonya’da Kumandoz yaylası, Vakfıkebir’de Kumano deresi, Tirebolu’da Kuman Yurdu yaylası, Espiye’de Kumanovacık yaylası, Of’ta yer alan Kumludere bölgesinin eski ismi olan Kumanit o döneme ait verilen Kuman bazlı isimlerdir. [9]. Rasony’nin “Kuman Özel Adları” adlı sözlüğünde yer alan Kuman menşeli isimlerden bölgemizde de yer veya aile adı olarak rastlanan bazı adlar bulunmaktadır[10].
Anadolu Selçuklu Devleti ve Akkoyunlular o dönemde bölgeyi hakimiyeti altına almaya çalışmış, Trabzon Rum İmparatorluğunun batı sınırı Trabzon’a kadar gelmiş, fethedilen bölgelere Akkoyunlular ve Anadolu Selçuklu Devleti tarafından Çepniler yerleştirilmiştir[11, 12].
Bölgenin nihai kaderi Osmanlı Devleti Fatih Sultan Mehmet Han ile fethi 1461 yılında gerçekleştirmiştir. Fetih sonrası bölgedeki Türk halk zamanla Müslümanlaşmış, Türk olmayan Doğu Roma İmparatorluğu sakinleri de 16. Yüzyıla kadar zorunlu göçlere tabi tutulmuştur. Örneğin 18. Yüzyıl başlarında doğru bazı gayrımüslim halklardan alınan fazla vergi bölgede bazı ayaklanmalara sebebiyet vermiştir. 1711 yılında (1121 Hicri)bu durum pik yapmış akabinde bölgede sorun çıkaran kişilerin Gürcistan’a Anagra Kalesine sevk edilmesi sağlanmıştır. Bölgede ki gayrimüslim halkın bu şekilde minimum seviyelere düştüğü bilinmektedir. Bu fermanlar incelendiğinde Çaykara ve Dernekpazarı Bölgeleri (Kadahor, Kondu, Hola-i Kebir) önemli bir nüfus hareketliliği geçirmiştir[13]. 1486’da bölge nüfusunun %80’i Hristiyan iken, 1553 yılı Trabzon Sancağı Tahrir Defteri’nde Müslümanların oranı %47’e kadar çıkmıştır. Özellikle Doğu Anadolu’da yer alan Safevilerin kışkırtabileceği tehlikesiyle bölge İslamlaştırmaya çalışılmış ve 1583 yılında Müslüman nüfusu %54’e ulaşmıştır[14]. Bölgede yer alan Türkler, fetih sonrası çoğunlukla İslamlaşmış ve göçten pek etkilenmemiştir. Of’a bağlı köy nüfuslarının bu nüfus değişimleri sonucunda 1876 vilayet salnamelerinde Of kazalarına bağlı 103 köyün tamamında yalnızca 82 hanede gayrimüslim halkın bulunduğu tespit edilmiştir[15]. 1834 tarihinde toplanan vergilere ilişkin kayıtlar incelendiğinde yalnızca Of’a bağlı Zisino (Bölümlü), Halt (Söğütlü), Kuruç (Sivrice) ve Yiğa (Yarlı) köylerinde gayrımüslimlerin bulunduğu ifade edilmektedir[16]. Nitekim bu kalan gayrımüslimlerin de Cumhuriyet döneminde yapılan mübadele sonrasında bölgede gayrımüslim halk kalmamıştır[17].
Dernekpazarı bölgesi köy adarı ve yayla isimleri hakkında etimoojik köken bilimi) yaklaşım.
Bilindiği üzere bölgedeki eski köy adlarını kökeninyle ilgili hep rumca yaklaşımı bulunmakta ama herhangi bir kesin bilgiye sahip değilizdir. Bu amaçla yapıla önemli bir çalışma olan “Yunanca, Ermenice, Lazca, Gürcüce ve Türkçe Kaynaklara göre Doğu Karadeniz Yer adları ve Söz Varığı” adlı eser inceendiğinde çok çarpıcı bir sonuç ortaya çıkmaktadır [18]. Lakin burada yalnızca yunanca kökene sahip 1-2 köy olduğu düşünülmektedir. Bu da bölgede daha önce yaşamış ama göç veya mübadeleye uğramış halklardan kaldığı bilinmektedir.
Bu Kaynakara göre bölgedeki eski isimler ve kökenleri şöyledir[18].
DERNEKPAZAR (KONDU);
Kondu; Kuman Türkleri ile bağantılı ad,
Kondulu; Türkmenlede bir cemaat,
Kondı: Bir Oğuz Beyi,
Kondı; Kuman Türklerinde doğan çocuğa mutluluğu, başarılı hayat tarzını dileyen adlardır.
Kondurmak; Eski Türkçede devlet tarafından Yapılan iskan işlerine verilen ad.
Kondu; Kıpçakça, Yerleşme oturma,
Kondu; Kumanca, Barındırmaki
Kondi; Trürklerin ilk sözlüğü olarak bilinen Divan-i Lügati Türk’te* , Bir yere konmak.
AKÖSE KÖYÜ (ZENO):
480 Yılında Türk – Bulgar döneminde Bizans İmparatoru,
Zeneo: : Bulgar başbuğu,
Zino; Türk Dünyasında Kurdun bir adı,
ÇALIŞANALAR KÖYÜ (KALANAS)
Kalanis:Arapça tepe, sivri, Külahlari takkeler anamına gelir,(Köyün biçimi ile alakalı)
ÇAYIRBAŞI KÖYÜ (FOTREGAN):
Fotregan : Rumca olduğu sanılıyor.
ÇAYIRBAŞI KÖYÜ (HAVAŞO):
Havaşo : Böyle bir ad bilgisine rastlanmamıştır.
Hava hoş, güzel havaya sahip olduğu sanılıyor.
GÜLEN KÖYÜ (VİSİR):
Kökeni yunanca olmayıp antik çağlara kadar uzanan ad,
Vişne ile ilgili olduğu düşünülüyor
GÜNEBAKAN KÖYÜ (ZENO ZONA)
Anlamı belirsiz, Zeno ile benzer olduğu düşünülüyor,
ORMANCIK KÖYÜ (MAKİDANOZ) ;
Makidanoz: Makedon: Makedon Vadisi Bölgede Boşnak ve Macar sülaleleri çoktur, Türkçe
TAŞÇILAR KÖYÜ : (FOTGENE) :
Hristiyan inancı ile ilgili ad.
TÜFEKÇİ KÖYÜ (ARSALA- ARŞELA)
Arapça Arş-ı ÂLÂ, yüksekten yer
Arışela ; Divan-ı Lügâti Türk’te, Dokuma tezgâhı ile ilgili,
Arşa-la: Çağataycada Arşa ; Meşe Ağacı,
YENİCE KÖYÜ (MARDADAS),
Yunanca Marida , Marda kökünden gelip, anlamı ıskarta mal olarak ifade edilmektedir.
Bir diğer kaynağa göre ise , Mar-dadas ; Marlar, Karadenizin kadim halklarından biri,
Bir diğer kaynağa göre, Marlu, Türkmenlerin dokuz kolundan biri.
Bir diğer kaynağa göre; Mar; Farsça Yılan anlamına geliyor.
ZİNCLİRİTAŞ (VECZONA):
Anlamı bilinmiyor..
CENCÜL YAYLASI:
Çenç-ul, a da Çenç-el’den türediği düşüülmektedir.
Divan-ı Lûgati Türk’de ve Kıpçakçada ,Çeng :Zil , Çençel: de Zil yeri,
iSPANDAMODİ :
SPANDAM: Akça ağaç ailesinden çınar yaprakları gibi yaprakları olan, Kemençe yapımında kllanılan bir ağaç
PARMA/BARMA: (PARMA YAYLASI):
Moğolcada Fakir, cılız. Mecaz olarak, Otlak,mera.
Par-Ma, Ugurcada Par, Çift, Arapçada Ma:Su
Tüm bu yazılanlar dikkate alındığında bölgenin tarihiyle ilgili oldukça detaylı bilgi sahibi olmamız mümküdür. Daha detaylı bilgilere ise ekte bulunan kaynakçadan ulaşılailir. Ayrıca yazılanlarr dikkate alındığında bölgenin en eski yerleşimcilerinin başta Kumanlar olmak üzere çeşitli Türk toplulklarının olduğu görülmektedir. Ayrıca bu çalışma ile bölge adlarının sanılanın aksine rum/rumca ile neredeyse hiçbir ilgisinin olunmadığı, rumca olduğu sanılan (ya da empoze edilmeye çalışılan), bölgenin en eski Türkçe kaynaklarda adlarının var olduğu görülmektedir*. Bu yüzden bu çalıma bölge tarihi açısından referans bir çalışma niteliğindedir.
*DLT= Divan-ı Lügati Türk, Kaşgarlı Mahmut’un 1072-1074 yıları arasında yazılan ve bilinen en eski Türkçe sözlüktür.
Kaynakça
[1] Fahri DÜZENLİ, Dernekpazarı İlçesi, Pedam Yayınları, 2012.
[2] Haşim ALBAYRAK, Of ve Çaykara, Cantekin Matbaası, 1986.
[3] Necati DEMİR, Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesinin Tarihi Altyapısı, Genelkurmay Basımevi, 2005.
[4] Dernekpazarı Tarihi, www.trabzon.org
[5] Ksenophon, Anabasis (Onbinlerin Dönüşü), Sosyal Yayınları, 1998.
[6] Çaykara Tarihi, www.zeleka.com
[7] Devlet Geleneği Kumanlarla Başladı, www.karadenizanaliz.com
[8] Simon Canaşia, Nikoloz Berdzenişvili, Gürcistan Tarihi, Sorun Yayınları, 2000.
[9] Mehmet BİLGİN, Doğu Karadeniz, Tarih, Kültür, İnsan, Ötüken Neşriyat, 2007.
[10] Laszlo Rasony, Doğu Avrupa’da Türklük, Selenge Yayınları, 2006.
[11] Hurşit SARAL, Tarihsel Süreçte Doğu Karadeniz. 2007.
[12] Yaşar YÜCEL, Fatih’in Trabzon Fethi öncesinde Osmanlı Akkoyunlu İlişkileri, Belleten, 1985.
[13] Of Tarihi, www.zafersen.com
[14] Heath W. Lowry, Trabzon Şehrinin İslamlaşması ve Türkleşmesi, 1461-1583, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2010.
[15] 1872 Trabzon Vilayet Salnamesi, Tercüme: Kudret Emiroğlu, 1995.
[16] Sezgin DEMİRCİOĞLU, Süleyman BİLGİN, Of Nüfus Defteri 1834, 2011.
[17] Kemal Arı, Büyük Mübadele-Türkiye’de Zorunlu Göç, 1923-1925, 2012.
[18] Osman COŞKUN, Yunanca, Ermenice, Lazca, Gürcüce ve Türkçe Kaynaklara göre Doğu Karadeniz Yer adları ve Söz Varlığı, Çatı Kitapları, 2013.