Dolar 34,0605
Euro 37,9786
Altın 2.798,38
BİST 9.774,49
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 24°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
24°C
Hafif Yağmurlu
Per 24°C
Cum 23°C
Cts 25°C
Paz 24°C

SU KITLIĞI

Merhaba ben Elif Atalay. Aslen Trabzon/Dernekpazarlıyım ama Samsun/Bafra'da yaşamaktayım. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi 4. sınıf öğrencisiyim.
A+
A-
12 Mart 2024 09:51
200

 SU KITLIĞI

ANAHTAR KELİMELER

İklim krizi, su kıtlığı, aşırı tüketim, göç.

Ekosistem; bütün canlıların hem birbirleri ile hem de etrafındaki cansız varlıklar ile etkileşimlerini içerir. Su da ekosistemin gücüdür. Su canlıların sağlıklı yaşam sürebilmeleri üzerinde büyük öneme sahip bir doğal kaynaktır. Su toplumların refah seviyesi açısından da önemlidir. Su başta çevre olmak üzere sosyal ve ekonomik alanlar üzerinde etkileri olan bir unsurdur. Suyun bilinçsiz ve gereksizce aşırı kullanımı gelecek için çok büyük bir tehdidi oluşturmaktadır. Özellikle günümüzde su kaynaklarının giderek azalması bu tehlikeyi daha gözler önüne sermektedir. Dünya’mızın %71’i su ile kaplıdır. İnsanlar bu oranın hepsinin tatlı su olduğunu zannetmektedir fakat tatlı su oranı bu oranın sadece %2.5’una karşılık gelmektedir. Bu da tüm canlılar için yeterli bir miktar olmadığı için su kıtlığı tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktayız. Dünya’da su kıtlığı ile karşı karşıya olan ülkeler arasında Türkiye’de bulunmaktadır. Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsü (WRI) tarafından hazırlanan listede su sıkıntısı çeken ülkeler içinde Türkiye bu sırada 32.sırada yer almaktadır. Ülkemizde yaklaşık 25 tane verimli su havzasının bulunması bu sorunun çözüldüğü ve yakında su kıtlığının yaşanmayacağı anlamına gelmiyor. Çünkü havzalarda hem kirlilik sorunu hem de tarımda aşırı sulama sorunu var. Ayrıca araştırmalar 2032 yılında dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğunun su kıtlığı ile karşı karşıya kalacağı ve suyun kullanımında tasarrufa gidilmediği takdirde 2040 yılına kadar çok büyük bir su kıtlığı oluşacağı tahmin edilmektedir. İklim krizinin günümüzdeki etkilerinin çok şiddetli oranda hissedilmesi insanları göç etmeye mecbur bırakmaktadır. Bu durumu iki ayrı açıdan inceleyebiliriz. İlk olarak göç sorununu kısaca ele aldığımızda şunları söyleyebiliriz; insanların su gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamama durumunda, bulundukları yerden su kaynaklarının daha çok olduğu yerlere bireysel ve kitlesel olarak göç ettikleri görülmektedir. İkinci olarak ise göç etmenin yol açtığı sorunlara baktığımızda; bu sorun ile birlikte süregelen insanların daha yaşanabilir bir coğrafyaya göç etmesi ve bunun sonucunda göç edilen bölgenin demografik yapısının bozulması, bu yapının hem ekonomik hem de sosyokültürel açıdan değişime uğraması kaçınılmaz olacaktır. Göç alan bölgede, göç eden kesimin su tüketimini arttırdığı görülecektedir. Bu artan su tüketimi de su kaynaklarının hızla azalmasına ve önlem alınmadığı takdirde de su kıtlıyla karşı karşıya kalınmasına neden olacaktır.

Devlet Su İşleri’nin kaynaklarına göre su fakiri ve su zengini olma ölçütleri yıllık su tüketimine bağlıdır. Buna göre yıllık su tüketiminin kişi başına 8.000 m3’ten fazla olan ülkeler su zengini iken 2.000 m3’ten az olan ülkeler ise su kıtlığı çeken ülkelerdir. 1.000 m3’ten az olan ülkeler de su fakiri olarak nitelendirilmektedir. Bu verilen bilgilere dayanarak Türkiye’nin yıllık su tüketiminin kişi başına 1519 m3 olduğu göz önüne alındığında su fakiri bir ülke olma yolunda ilerlediğini söylemek mümkündür. TÜİK verilerine baktığımızda ise mevcut su tüketiminin 2030 yılına kadar sabit kalması ve nüfusun 100 milyona ulaşması ile su kaynaklarımızın 1120 m3/yıl olacağı öngörülmektedir. Ülkemizde geleneksel yöntemlerle yapılan ev temizliği, araba yıkama teknikleri ve vahşi sulama yöntemleri ile tarım arazilerinin sulanması ciddi oranda su israfına yol açmaktadır. Su tüketimi kültürümüzün değişmediği takdirde ilerleyen yıllarda ciddi oranlarda su krizleri yaşanacağı ve yine ciddi oranlarda salgın hastalıkların ortaya çıkacağını söylemek mümkündür.

Bütün bunlardan hareketle su kıtlığının ne kadar ciddi bir sorun olduğu, nedenleri, sonuçları ve su kaynaklarını korumak için neler yapılabileceği üzerine düşünmek ve bu doğrultuda çözüm önerirli geliştirmek ve önemli bir konuyu oluşturmaktadır.

SLOGAN:

Damlaya damlaya israf olur.

KAYNAKÇA:

https://finish.com.tr/blogs/bulasik-tuyolari/su-kitligi-nedir-turkiyede-su-kitligi-var-mi

https://tr.euronews.com/2019/08/07/dunya-nufusunun-dortte-birinin-su-sorunu-var-turkiye-listede-32-sirada

https://finish.com.tr/blogs/bulasik-tuyolari/su-kitligi-nedir-turkiyede-su-kitligi-var-mi#:~:text=Ara%C5%9Ft%C4%B1rmalar%2C%202032%20y%C4%B1l%C4%B1na%20kadar%20d%C3%BCnya,yoklu%C4%9Fu%20ile%20olu%C5%9Faca%C4%9F%C4%B1%20tahmin%20ediliyor.

https://www.google.com/amp/s/m.haberturk.com/gelecegin-yeni-endisesi-su-gocu-3614751-amp

 

ELİF ATALAY MERT KELEŞ

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.