TEDİP -ANNE TERLİĞİ
TEDİP
Tedip kelimesi pek çoğunuza belki de yabancı gelmiştir. Kelime anlamı yola getirme, uslandırma.
İfrat ve Tefrit kelimelerini çokça duymuşuzdur, ancak kelime anlamlarını pek çoğumuz bilmez. İfrat ; Herhangi bir konuda aşırıya kaçma, Tefrit ise ifratın tam tersi, normalden az yapma anlamına gelir.
Toplum olarak tedip etmekte ifrat ile tefrit arasında orta yolu bir türlü tutturamadık.
Geçenlerde youtube da bir videoya denk geldim. Videoda Amerika’da polislik yapan bir Türk’e Türkiye de polislik yapmak istermisin? şeklinde bir soru yöneltiliyor. Adamın verdiği cevaplar gayet ilginç. Ben orada yaşıyorum, oraya göre eğitim aldım, biz orada kuralları uygularız, silah kullanma yetkimizde var. Gerektiğinde güçte kullanırız, kimsede bize niye güç veya silah kullandınız demez, Türkiye de ise durumlar farklı o sebeple Türkiye de polislik yapmak istemem minvalinden cümleler kullandı.
Dünya sürekli bir değişim yaşıyor. Ancak son 50 yıllık süreçteki değişime ayak uydurmakta zorlanıyoruz. Bu süreçte kulağa hoş gelen ve her kelimenin başına eklenen modern diye bir kelime var. Hepimiz duymuşuzdur. Modern Bilim, Modern Eğitim, Modern sağlık vb bunları daha da çoğaltmak mümkün.
Geçenlerde bir arkadaşımla konuşuyordum. 17-18 yaşlarındaki çocuğunun sürekli kendileriyle bir çatışma içinde olduğunu, kendisinin anne, baba ve aile baskısı ile büyüdüğünü, annesinin terliğiyle zaman zaman kovalamaca oynadıklarını, çocuklarının modern tabirle psikolojilerinin bozulmaması için onları serbest bıraktığını, onları hiçbir konuda onları zorlamadığını, anne terliği ve süpürgesinin psikolojiyi düzenleyici etkisi olduğunu daha yeni yeni kavradığını, yanlış yaptığını düşündüğünü açık yüreklilikle ifade etti.
Acaba bize modern diye şatafatlı kelimelerle anlatılanlar bir aldatmacamıydı? diye bir soru aklımıza gelmiyor değil. İnsan hayatında ki türlü öğrenme metodu var. 1. Si geçmiş tecrübelerden ders alarak öğrenme, yada geçmişten hiçbir ders almadan her şeyi sıfırdan öğrenmeye kalkma. Toplumumuzdaki tabiriyle Amerika’yı yeniden keşfetmeye kalkma.
Her şeyi internete sorma, her sorunun cevabını Googleda arama. Hayatta Hakiki Mürşid google’dır.
Eski Türk toplumlarında yazılı olmayan bir takım kurallar vardı. bu kurallara örf ve töre denilirdi. Örfü, töreyi bir tarafa bırakıp, modern olanla hayatımızı şekillendirmeye kalktığımızda ciddi sorunlarla karşılaştık. Geçmişte devlet bile bir töre ile yönetilirdi. Töreye karşı gelenlere çok ciddi cezalar uygulanırdı. Devletin işleyişinde olsun, aile kurumunun işleyişinde olsun bu kurallar katı bir şekilde uygulanırdı. Ne zamanki töreden koptuk, moderne bulaştık o gün feleğimiz şaştı.
En baştaki örneğe gelecek olursak. Tedipte kural bellidir ve bu kural birkaç kelimeyle Ziya Paşa tarafından özetlenmiş; “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir… Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir”… Kimileri anne terliği, kimileri anne süpürgesi, kimileri dayak cennetten çıkmadır diyerek özetlemiş bu durumu.
Ekrem ŞAMA, Ziya Paşaya günümüzden cevap vermiş ;
Paşa! Nush dediğin nasihat mi ola?
Bu gün nasihatle kim gelir ki yola?
Sen yine dinden imandan bahsedersin,
Anlayan olur mu bu çağda, ne dersin?
Tekdir edecek mişsin, hele bir dene;
Silahlı korumalar, çökerler ensene,
Çekerler bir köşeye verirler cevap,
Niyazi olmak da var, işlerken sevap.
Şu kötek sözü! Sakın ha paşa sakın!
Kötüye fiske mi, ne haddin ne hakkın?
Paşa bile düşünce medya diline,
Kapıp verirler yargısız linç seline…
Cunta devrinde miyiz ki, hangi kötek?
Paşaya yakışır mı insan dövdürmek?
Sonra sakın Paşa’yım da deme bana;
Devrim kanunları hesap sorar sana.
Bu gün General’lik bir mi Paşa’lıkla?
Şanını şöhretini kendine sakla. Demiş.
Sen yüzyılında kal, Osmanlı’da yaşa,
Bu asırda israf olur ‘Ziya Paşa’! ! ! .. diyerek şiirini bitirmiş.
Kalın sağlıcakla….