Doğup büyüdüğümüz yörelerde eskiden atışma türkü geleneği çok yaygındı. Bizim kuşak o geleneğin sonlarına yetişebildi. Biz daha çok yaşlıların ağzından dinlediklerimizle bu güzelliklerin tadına varabildik. Atışmalı türküler hem engin bir yetenek hem de keskin bir zekanın ürünüdür. Çağdaş şairlerimizi bile kıskandıracak ustalık ve güzellikte türkülerimiz,manilerimiz var. Usta şair Bedri Rahmi Eyüboğlu boşuna dememiş:
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası Ayak seslerinden tanırım
Ne zaman bir köy türküsü duysam Şairliğimden utanırım
Atışmalı türkülerde şiirsellikten çok karşı tarafı alt etme özelliği ağır basar. Atışmalı türkücüler de iki gruba ayrılır. Bir bölümü uzun soluklu atışabilecek yeteneğe sahip. Saatlerce atışabilirler. Bir bölümü de uzun süre söyleme yeteneği yok ama iki-üç türküde karşısındakini mat eder. Büyük halamdan duyduğuma göre Kondu'dan kaspar Muhammet (Arif ve Gencağa'nın babaları) ikinci gruba girenlerdendi. Onun Visir köyünden bir türkücü ile atışması ünlüdür.
Visirli: Gittin kabak çalmaya Kırdın cukregasını (onu bile beceremedin)
Kaspar: Aslın neslin bozuktur Farkeyle orasını
Visirli: Getirdiler karşıma Kondu fukarasını
Kaspar: Senden fukara olan S...rim anasını Atışma bitmiştir. Tekrar görüşmek dileğiyle.