Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

BİR GAZİNİN ANLATTIKLARI

BİR GAZİNİN  ANLATTIKLARI Fahri Düzenli Bugün yaşadığımız mutlu günleri borçlu olduğumuz kahraman şehitlerimizle gazilerimizi her an saygıyla hatırlayarak onlara layik evlatlar olmaya  borçlu olduğumuzu  unutmamalıyız.(Bu röpörtaj  1994 yılında  yapıldı.) Dernekpazarı İlçesi Güney Mahallesi ndeki  İstiklal Savaşı gazisi haci  Şaban Özen  i tanıyalım. -Adınız : _ Şaban Özen Babanızın adı: Ali Doğum tarihiniz. 1315 (1899) İstiklal Savaşına katıldınız.  Savaş anılarınızı anlatır mısınız. İlk defa buradan Zalum(Mehmet Alemdaroğlu) Tahiroğlu Mustafa (Mustafa Albayrak ) Hafız İshak (İshak Günaydın ,3 Of a gittiler. Biz direk Rize ye geçtik.  Orada 1-1,5 ay kaldık. Emir geldi. Batum a gideceğiz. Gittik Batum’a Gürcü ateş açtı bize. Rus dedi ona ki” bura senin Türk gelirse vur ona.” Cephane de verdi. Bize yaylım ateş ettiler. Bizde ateşe ateşle cevap verdik. Baktık ki teslim alamayacağız onu makineli ile ateş ettik onlara. Onları teslim aldık. Orada üç gün kaldık. Geri çektiler Rize ye getirdiler bizi. Rize de kasaturaları kestik bilettik ,tüfekleri temizledik. O kadar ki namluya sıgara kâğıdı sokup çıkardık. Kâğıtta en küçük bir kir görünmeyecekti. Aynen öyle temizlettiler bize tüfekleri. Geldi Reşit Paşa baburi (Vapur) aldı bizi getirdi Trabzon a. Olmaya kaçan olur diye baburla götürdüler. Üç gün Trabzon da kaldık .Ordan  baburla doğru  Samsun a. Samsun da ben hasta oldum. Tebdilhava (Hava değişimi ) verdiler. Ben döndüm buraya. Mollahmetoğlu Hasan vardı. O Samsun da öldü. Burda  Ne  Kadar Kaldınız ? . E… Aklımda yok. Oradan ben gelince bizim asker gitti Eskişehir  e. Orda bir vardı oraya amma ben yoktum oraya. Onları bırakalım da ben olduğum yeri anlatayım. Zaten ben de sizin bulunduğunuz yerleri  soruyorum. Ben Afyon Sandıklı cephesine gittim. Tınaz Tepeye gittik. Aydın Ovasına gittik.6 gecede bizi tekrar Sandıklı ya çektiler. Orayı zincir karakolu yaptılar. Altı gecede Aydın Ovasından Tınaz Tepenin altından bir köye gittik. Nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Top sesleri duyuyorduk. Harbe gireceğimizi anladık. Altı gece dediniz.  Altı gece gündüz mü yoksa sadece gecemi ? Gündüz yok. Tayyare görür bizi. Gece gittik. Ayağımızda çarık kalmadı Yiyecek yok. Paran olsa bile paran işlemez. Bize üçer günlük tayin vermişlerdi. O da bitti. Sırtımızda don gömlek yok. Sandıklı ya gelince bize yedi tane zeytinle üç tane  peksimet verdiler. Destana konu oldu. “Ankara  dan bindik trene Üç peksimet verdiler her bir  nefere.” Altı gecede gittik. Tınaz Tepe’nin altına yattık. Aşağı yukarı taşıdılar bizi. Götürdüler bizi buradan Fotinos Köprüsüne kadar(Örnek verdiği alan5- 6 km.lik bir yol) Oradan götürdüler Visir altına((4-5 km. lik bir alanı kastediyordu.)Gece boyunca o yana bu yana götürdüler bizi. Önümüzde 15. Fırka savaşıyordu. Silah seslerini duyuyordunuz değil mi? He ya. O tınaz Tepe denilen yer yüksek bir tepedir. Biz böyle gidiyoruz.(Sürüne sürüne gösterdi ) Makasla tel örgüleri keseceğiz. Saat nasıl çalarsa makas öyle zırlıyor. Bi mümkün içeri giremedik. Olmadı. Onun attığı mermi bize tesir etmiyor. Çünkü biz çukurdayız. Amma orda dur ne işe yarar. İlerleyemiyorsunuz öyle mi? HE YA ORDA KALDIK. Fevzi Çakmak geldi. Orda oturdu. TOPÇULARA EMİR VERDİ. Tel örgüsüne..Piyadeyi bizi hücuma kaldırdı. Makasla keseceksin dedi, tel zırlıyor. Ses çıkarıyor. Başka çare yok. 18 kat tel. Direkleri de hep demir. Ayağa kalksan veriyor sana bombayı. Topçuların ateşi ile bizim hucumu  gören Fevzi Çakmak secdeye yattı. Allah rahmet eylesin. Haburdan (alnını göstererek) öperdi bizi.  Tepeyi aldık. Kimi potin, kimi çeket  almaya gitti. Orda geberttik ya gâvurları onların çeket potinini alacaktık. Büyük Bayram( Kondu Mahallesinden Bayram Büyük ) peşinde 30 kişi ile hiçbir yere bakmadan gittiler. Birinci mevziyi bozdu. İkinci mevziyi de bozdu. Üçüncü mevziye koymadılar onları. Topun altına ancak gidebildiler. Düşman çevirdi bize topu. Ama ne top 22,5 luk mermi 25 mermi bir anda patlıyor. Dumana kattı bizi. Eğer Büyük Bayramla o 30 kişi gitmese topun altına  yani  Fırkadan hiçbir tane kalacak değildik. Tınaz Tepeyi aldık. Geçtik Dumlupınar a. Bizim 9, kolordu istihbarata çekildi. Öbür kolordu savaşa girdi. Dumlupınar Harbine girduk. Bir yerden geçecek çare yok. Makinali, top, piyade döğeyu bizi. Kaldırdılar bizi hucuma. Manga manga siçrama. Marş marş. Bir manga kalkar. Öbürü ateş açar. Biraz gider, yatar. Öbürü siçrar  Neticede baktuk  çare yok. Tüfekleri alduk kucağumuza yuvarlana yuvarlana oraya induk. Demir yolunu mevzi alduk. -Demir yoluna kadar mı yuvarlandınız ? - Evet orada çevirdik düşmana silahı. Gece halinde orayida teslim alduk. 11. Alay la 7. Alay ateşdeydi. 8. Alayla 15. Fırka ileri geçti. Bizi                       geri çektiler. Uykulu iduk. Silah çattuk. Gece saat üçte ateş kesildi. Gece devriyemuzi  )Nöbetçiyi) nasil ettiyse çaldı. -Parolayi mi devriyeyimi ? -Devriyeyi aldı. Ondan da parolayi. Ahmet,Mehmet konuşa konuşa geluyu. -Türkçe konuşuyor öyle mi ? -Anlamayalım diye Ahmet, Mehmet diye diye geldi. Tüfek nöbetçileri “PAROLA” deyince “YILDIZ” diye doğru cevap verdi. Tüfek nöbetçilerini da öldürdü. 18. alayı süngüledi. Biz silah başı yaptuk. İki taraftan ateş başladı. Hem Yunan hem biz. Biz kalduk iki ateş arasına. İşte o zaman Binbaşı Ali Nihat  Bey helalaştı bizumle. Kurbağa yürüyüşü ile harekete geçtuk. Ayağa kalkamazsun vurur seni. Öylece 18. Alayi süngülediği yere gittuk. Kan orada göllemişti. Yüzümüz, gözümüz, her yerumuz kan olmişti.  Geçtuk az ileri bir çukur yer bulduk. Oraya sinduk Bu arada iki taraftan da ateş sustı. Biz orada öyle yatarken ayak şamataları duyduk. Arz telefonu verduk (Haber verdiler) Öyle karanluk ki göz gözi görmeyur. Fakat gavurun var maytapi oni atayur. İğne olsa yerde görinur. Sallansan anlar asker var orda. Haman teyyareyi geturur. Bizum arz telefonina cevap gelmedi. Düşman  Türkçe konuşa konuşa  geldi. Arada  yunanca konuştular.  Birincioğli Muhammet vardi Zenodan. Birde Paçanli Mustafa. Onlar Yunan a esir düşmişti. Anlaturlerdi. Esirleri öldürüyorlar. Öldürmediklerini de buruyor( Yumurtalıklarını ezerek erkeklikten düşürmek-kısırlaştırmak) onları da buracaklardı. Onlar Rumaca  konuşarak “ “Bizi ne istersunuz. Bizda sizdenuk” dediler. Yunan onlara -“ öyleyse neden sünnetlisunuz” dedi. -“Osmanlı bizi zorla yaptı” cevabını verince kurtuldular. Ve orada epey yunanca öğrendiler. Gelen düşman o arada yunanca konuşunca Muhammet ile Mustafa Yunancayı anladiler. -Mustafa ; “Muhammet ne yapalum yüzbaşı emir vermedi.” Muhammet de “ E Mustafa eğo (ben) esişiro to tetik (Ben çekeyurum tetiği )” diyerek ateş etti. Zaten bir mermi patlaması yetti. Sabaha kadar çalakalem ateş devam etti. Sabah şafak sökerken ateş kesildi. Kalktuk baktuk  önümüzde, odun yararda yarmaları  atarsun yığılurler ya  aynen öyle  düşman ölüsü yığılı. Parolayi almişti ya manga koli, rahat rahat geluyudi, İnduk karargâha baktuk ki karavana pişmiş. Birşeyler alduk yeduk. Kaşuk yok. Ellerle ne kadar yeyebilursan okadar. Ondan sonra elbise giymeye gittuk. Komutan “ Böyle kanlı gideceğuk alay komutaninun yanına “ dedi. Onlarda kanlı onlarda hep kan, öyle döndük geleceğuk komutanun yanına. İki asker arasına kalduğumuz zaman ateş açtı bize bizum asker. Onlar bizden kümeni (Umutu) kesmişti.” Üçüncü Kafkas Fırkası gitti” dediler. Yunan diye bize ateş açtılar. Tak filemayi kaldurup da Türk olduğumuzi anlatana kadar 8 şehit verduk. Gittuk Fevzi Çakmak un yanına. Bizi görüce ağladı ve alnumuzdan öptü hepumuzi  Ertesi gün geturtiler bizi bir tepeye. Baş siperi yapun dediler. -Bu arada hiç dinlenmediniz mi ? - Yok. Baş siperi yaptuk duruyuruk.. onları göreyuruk amma ateş edemeyuruk. Emir yok. Topçular aldı ondan(Yunan dan) kalan 22,5 luk topu. Verdiler ona ateşi. Dumana katiler oni. Biz bakup haykırduk (Sevinç naraları.) Oradan geçtik Keçili Köye. Düşman o kadar bağırırdı ki “Kemal Paşa … teslim….Kemal  Paşa !! Teslim….” Bizde cevap olarak haykırırdık. Köyü yaktı geçti köyün başına. Silah çattı yattı. Biz 3. Kafkas Fırkası nı kumandan gece kaldırdı. Yaklaşık 20 km. yürüdük. Emir verdi. Baş siperi yaptık. Çalı kırun dediler. Makinali gelecek.sessiz olun.  Nöbetçiler duymasun emirleri verildi. Yunan askeri de silah başı yaptı. Bizde emirsuz ateş açtuk. Komutanun :”Ateş kes.” Emri de dinlenmedi. Girduk Yunanun içine 4 saat  iç içe savaştuk.  Sabaha ancak iki üç saat kaldı. Sabah açtı induk köye. Orda bir dere vardı üç gün boyunca kan aktı. Bir kolordu asker orada yok oldi. -Bizim mi Yunan ın mi ? -Yunan ın. O silah başı yapana kadar biz ateş açtuk ya. Emirsuz ateş açmasaydık silahını alacak bizi vuracaktı. Tam önündeydik.  Orada 29 Paşasını, bir kadın ve kolordu komutanını teslim alduk. Muhafız askerleri 750 kişi. Hep atlı. Kalanı hep orada kırıldı. O savaşta gece gündüz üç gün harbettuk. Ordan geçtuk Alaşehir  e. Oradan Manisa  ya. Manisa da bize iki saat istirahat verdiler. 24 saatte iki saat kuşluk vakti. İki saat akşam üstü. Diğer 20 saati gece gündüz yürüyüp düşman kovalıyorduk. O trenle kaçıyor, biz peşinden yürüyerek kovalıyoruz. Sırtımızda cephane. Holalı Ömer Günaydın la şehre gittuk. Yiyecek bir şeyler bulurmuyuz diye. Yanmış enkaz içinde biraz kuru üzüm toplayabilduk. Ömer  üst taraftaki yanmış köyü göstererek “Oraya gidelim” dedi. Ya asker “Bir şey olmaz.” Dedi Gittik oraya baktuk bir şey yok Kimseler yok. Bir ihtiyar gördum. Bağırdum   İhtiyar gel. O korktu ne gelebildi ne de içeri girebildi. Biz Türk askeriyiz. Korkma dedim. Hemen içeri bağırdı. “Fatma gel bak Türk askeri geldi.” İhtiyar bir kadın çıktı içerden. Onlar öyle ağladı ki anlatılamaz.. Parayla biraz ekmek verun bize deduk. “ Yok nereden verelum.” Dediler. Sonra arayıp böyle (Elini göstererek () biraz ekmek verdiler.. Cami un dolidur dediler. Gittuk. Bir çuvalı yırtarak yan çantalarımıza biraz koyup geri döndük. Yüzbaşı gördü bizi. “ Nerde idiniz “ diye sordu. Şehre gittuk. “Bir şey bukabildiniz mi ?” dedi. Yok . aldığımız ekmekten bir parça verduk ona. Sanki dünyaları bağışladuk ona. Caminun  içinun un doli olduğunu da deduk. Hemen mekareleri (Yük katırları) gönderup un aldurdiler. Rahmetli Büyük Bayram unları yoğurdu yaptı çörek. Aşçi da ısıttı suyu unu  vurdu ona. Oraya yaptılar yemek. Tuz yok. Yağ yok. Anla bir saatte  su ısınıp yemek  hazırla nur mi ? Koca bir orduya. Karnumuzi biraz kandurduk işte Ordan geçtuk Menemen e ayağumuzda çaruk kalmadı. Tınaz Tepe de yalınayak savaşurken  ayağumuza batan kevenler canumuzi açıtuyu. İki ayda ayaklarumuzdan çıkmadiler. Çıkanlar da deri soyilup deri ile çıkayudi. Ne ararsun. Bu acılara dayanamıyan asker kendi kendini vuruyor. Mapavrili (Riz Çayeli ) babayiğit bir delikanlı çenesi altından ayağı ile tetiği çekerek kendini vurdi. Birisi de ayağını vurup dağıttı. Yürümemesi içun. Sen ben da yapmayalum diye  arabaya  bağlayup sürüklediler oni. Savaşmayı çoktan araduk. Böyle yürüye yürüye İzmir e induk. Biz yüksek bir yerde iduk. Urum, Ermeni bir yandan kaçıyor, bir yandan da ateş açıyor bize. Yüksekte olduğumuz için bize bişe   Hepumuze makineli vermişlerdi. Alay Komutanı emir verdi: “Deniz yapılarına ateş edun.” Bölüklerumuz 20-30 kişi kalmışti Kimi vuruldı. Kimi öldü. Kimininin ayağı yürümekten  Yara oldı. -Yani önceden yapılan hesap tutmadı. Yüzbin kişi ile İzmir  e inemediniz. Yok. Ne gezer. Ordan denize sabaha kadar ateş açtuk. Öğleyin denizun üstü yan yatan motorlarla ve insanlarla kapandı. Su görünmüyordu. Gene de teslim alamaduk . İzmir’i .Gece kışlalardaki cephanelerini ateşleduk İzmir in bir kısmını böylece biz yaktuk. Urum Ermeni artuk teslim oldı. Akşama yakın 15. Fırka geldi. Bizi istirahata  aldıler. Kaldırdılar Menemen e İki ay Menemen de kalduk. Ayvalık  a gittuk. Savaş kazanmanun sevinciyle marş diye diye. Birde baktuk ki yolumuza halı serilmiş.  Oranın  Rumları bizi selamlıyor törenle karşıladıler  bizi . -        Daha önceki sohbetlerimizden aklımda kalan üç noktayı  unututnuz galiba. Uçaklardan kağıtlar atılmıştı. Ankara  tabakhane, Konya Kasaphane. 3 Memlekete düşersem yal yeyeceğim. Ha .. Evet.. Şimdi o Aydın Ovasındaydık Döt tayyare geldi dökti kağıtları. “ Ey Türk akluni başuna çek.  Akara tabakhane, Konya kasaphane. Her Türk içun 15 mermi hazır ettuk. Fişeğun hesabıni alamadum.” Öyle da idi. Dediği gibi idi. Bizumkilerda uçurdi bi tayyare. Geldi ki mevzi arasına düşürdiler oni biz şarkıya alduk oni Ankara dan uçan kuşlar Aydın Ovası nda kışlar. Aydın Ovasına düşürdüler oni ya. Onun içun. Yal ( İneklere verilen su, kabak, un yeşillik ve benzeri maddeleri içeren karışım ) Yiyecek bir şeyimiz yoktu. Çok açlıklar çektum. Eğer sağ kalur da memlekete düşersam bir kazan yal yeyeceğum dedum. Gelince yedum oni. -Siz hiç yara aldınız mi ? -Sıyırma çok mermi geçti. Yalnız bir şarapnel parçası kayış aynamın üzerine vurdu. Göbeğimi yaraladı ama bana bir şey olmadı.  Bir mermi de kasaturamın kılıfını parçaladı aldı. Yağmur, doli nasıl yağarsa öyle yağardı mermiler üstümüze. Ama Allah kayırdı. Geldi bir bomba Fotinos tan(Çaykara Kabataş Köyü ) Cinci Ahmet in sırtı ile çantası arasına girdi. Fışlıyor. Kaçtık öte beri ki patlayıp bize vurmasın. -        Kimse alıp atamadı mı onu ? -Nasıl atacaksın az kalksan vurulursun. Allah dan patlamadı da o da kurtuldu. “Eykidi uşaklar gözünüzün önünde ölüyordum da sizde kaçıyordunuz” dedi. Amma  o da başka çare olmadığını  biliyordu. -Şimdi bir arzun var mi ? - Evet savaştığım yerleri gidip görebilmek. Oraları gezmektir. - O da olur inşallah. Çok teşekkür ederim. Sağolun. Gazi Haci Şaban Özen in zaman zaman dinlediğim savaş anılarını yazılı metne dönüştürmekte çok geç kalmıştım. Yaşlandıkça anılarının birçoğunu unuttuğunu, bazıları arasında da kopukluklar olduğunu hissettim. Ağır duyduğu için de bazı sorularımı anlayıp cevaplayamadı. Kendisini de fazla yormak istemedim.  Bu konuşmalar bir teyp kasetiyle  kayıt altına alındı.  1999   Yılın da hakkın rahmetine kavuşan  Tarihimizin canlı belgesinden daha fazla yararlanamadığımdan, Cenaze törenini de  tüm gayretlerime rağmen bir gaziye layık bir şekilde gerçekleştiremediğimizden hala  eziklik duymaktayım.  Bu söyleşi Dernekpazarı Köyleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfı nın çıkardığı dergilerde yayınlanmıştır. Ancak okuma veya saklama imkanı bulamayanlar için sitede  de yayınlanarak bu ülkenin  kolay kazanılmadığının bilinmesini istedim. Tüm Şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle anıyorum. Not: Metin, kullandığı kelimeler değiştirilmeden aslına uygun olarak aynen yazıldı. -
A+
A-
18 Aralık 2022 19:54
393

HACI ŞABN ÖZEN LE SÖYLEŞİ

 

   BİR GAZİNİN  ANLATTIKLARI

Fahri Düzenli

Bugün yaşadığımız mutlu günleri borçlu olduğumuz kahraman şehitlerimizle gazilerimizi her an saygıyla hatırlayarak onlara layik evlatlar olmaya  borçlu olduğumuzu  unutmamalıyız.(Bu röpörtaj  1994 yılında  yapıldı.)

Dernekpazarı İlçesi Güney Mahallesi ndeki  İstiklal Savaşı gazisi haci  Şaban Özen  i tanıyalım.

 -Adınız :

_ Şaban Özen

Babanızın adı:

  • Ali

Doğum tarihiniz.

  • 1315 (1899)
  • İstiklal Savaşına katıldınız.  Savaş anılarınızı anlatır mısınız.
  • İlk defa buradan Zalum(Mehmet Alemdaroğlu) Tahiroğlu Mustafa (Mustafa Albayrak ) Hafız İshak (İshak Günaydın
  • ,3
  • Of a gittiler. Biz direk Rize ye geçtik.  Orada 1-1,5 ay kaldık. Emir geldi. Batum a gideceğiz. Gittik Batum’a Gürcü ateş açtı bize. Rus dedi ona ki” bura senin Türk gelirse vur ona.” Cephane de verdi. Bize yaylım ateş ettiler. Bizde ateşe ateşle cevap verdik. Baktık ki teslim alamayacağız onu makineli ile ateş ettik onlara. Onları teslim aldık. Orada üç gün kaldık. Geri çektiler Rize ye getirdiler bizi. Rize de kasaturaları kestik bilettik ,tüfekleri temizledik. O kadar ki namluya sıgara kâğıdı sokup çıkardık. Kâğıtta en küçük bir kir görünmeyecekti. Aynen öyle temizlettiler bize tüfekleri.
  • Geldi Reşit Paşa baburi (Vapur) aldı bizi getirdi Trabzon a. Olmaya kaçan olur diye baburla götürdüler. Üç gün Trabzon da kaldık .Ordan  baburla doğru  Samsun a. Samsun da ben hasta oldum. Tebdilhava (Hava değişimi ) verdiler. Ben döndüm buraya. Mollahmetoğlu Hasan vardı. O Samsun da öldü.

           Burda  Ne  Kadar Kaldınız ?

 

  • . E… Aklımda yok. Oradan ben gelince bizim asker gitti Eskişehir  e. Orda bir vardı oraya amma ben yoktum oraya. Onları bırakalım da ben olduğum yeri anlatayım.

                  Zaten ben de sizin bulunduğunuz yerleri  soruyorum.

  • Ben Afyon Sandıklı cephesine gittim. Tınaz Tepeye gittik. Aydın Ovasına gittik.6 gecede bizi tekrar Sandıklı ya çektiler. Orayı zincir karakolu yaptılar.
  • Altı gecede Aydın Ovasından Tınaz Tepenin altından bir köye gittik. Nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Top sesleri duyuyorduk. Harbe gireceğimizi anladık.

              Altı gece dediniz.  Altı gece gündüz mü yoksa sadece gecemi ?

  • Gündüz yok. Tayyare görür bizi. Gece gittik. Ayağımızda çarık kalmadı Yiyecek yok. Paran olsa bile paran işlemez. Bize üçer günlük tayin vermişlerdi. O da bitti. Sırtımızda don gömlek yok.
  • Sandıklı ya gelince bize yedi tane zeytinle üç tane  peksimet verdiler. Destana konu oldu.

          “Ankara  dan bindik trene

          Üç peksimet verdiler her bir  nefere.”

  • Altı gecede gittik. Tınaz Tepe’nin altına yattık. Aşağı yukarı taşıdılar bizi. Götürdüler bizi buradan Fotinos Köprüsüne kadar(Örnek verdiği alan5- 6 km.lik bir yol) Oradan götürdüler Visir altına((4-5 km. lik bir alanı kastediyordu.)Gece boyunca o yana bu yana götürdüler bizi. Önümüzde 15. Fırka savaşıyordu.

           Silah seslerini duyuyordunuz değil mi?

  • He ya. O tınaz Tepe denilen yer yüksek bir tepedir. Biz böyle gidiyoruz.(Sürüne sürüne gösterdi ) Makasla tel örgüleri keseceğiz. Saat nasıl çalarsa makas öyle zırlıyor. Bi mümkün içeri giremedik. Olmadı. Onun attığı mermi bize tesir etmiyor. Çünkü biz çukurdayız. Amma orda dur ne işe yarar.

        İlerleyemiyorsunuz öyle mi?

  • HE YA ORDA KALDIK. Fevzi Çakmak geldi. Orda oturdu. TOPÇULARA EMİR VERDİ. Tel örgüsüne..Piyadeyi bizi hücuma kaldırdı. Makasla keseceksin dedi, tel zırlıyor. Ses çıkarıyor. Başka çare yok. 18 kat tel. Direkleri de hep demir. Ayağa kalksan veriyor sana bombayı. Topçuların ateşi ile bizim hucumu  gören Fevzi Çakmak secdeye yattı. Allah rahmet eylesin. Haburdan (alnını göstererek) öperdi bizi.  Tepeyi aldık. Kimi potin, kimi çeket  almaya gitti. Orda geberttik ya gâvurları onların çeket potinini alacaktık. Büyük Bayram( Kondu Mahallesinden Bayram Büyük ) peşinde 30 kişi ile hiçbir yere bakmadan gittiler. Birinci mevziyi bozdu. İkinci mevziyi de bozdu. Üçüncü mevziye koymadılar onları. Topun altına ancak gidebildiler. Düşman çevirdi bize topu. Ama ne top 22,5 luk mermi 25 mermi bir anda patlıyor. Dumana kattı bizi. Eğer Büyük Bayramla o 30 kişi gitmese topun altına  yani  Fırkadan hiçbir tane kalacak değildik.
  • Tınaz Tepeyi aldık. Geçtik Dumlupınar a. Bizim 9, kolordu istihbarata çekildi. Öbür kolordu savaşa girdi. Dumlupınar Harbine girduk. Bir yerden geçecek çare yok. Makinali, top, piyade döğeyu bizi. Kaldırdılar bizi hucuma.
  • Manga manga siçrama. Marş marş.
  • Bir manga kalkar. Öbürü ateş açar. Biraz gider, yatar. Öbürü siçrar  Neticede baktuk  çare yok. Tüfekleri alduk kucağumuza yuvarlana yuvarlana oraya induk. Demir yolunu mevzi alduk.

            -Demir yoluna kadar mı yuvarlandınız ?

– Evet orada çevirdik düşmana silahı.

Gece halinde orayida teslim alduk. 11. Alay la 7. Alay ateşdeydi. 8. Alayla 15. Fırka ileri geçti. Bizi                       geri çektiler. Uykulu iduk. Silah çattuk. Gece saat üçte ateş kesildi. Gece devriyemuzi  )Nöbetçiyi) nasil ettiyse çaldı.

             -Parolayi mi devriyeyimi ?

-Devriyeyi aldı. Ondan da parolayi.

Ahmet,Mehmet konuşa konuşa geluyu.

       -Türkçe konuşuyor öyle mi ?

-Anlamayalım diye Ahmet, Mehmet diye diye geldi. Tüfek nöbetçileri “PAROLA” deyince “YILDIZ” diye doğru cevap verdi. Tüfek nöbetçilerini da öldürdü. 18. alayı süngüledi. Biz silah başı yaptuk. İki taraftan ateş başladı. Hem Yunan hem biz. Biz kalduk iki ateş arasına. İşte o zaman Binbaşı Ali Nihat  Bey helalaştı bizumle.

Kurbağa yürüyüşü ile harekete geçtuk. Ayağa kalkamazsun vurur seni. Öylece 18. Alayi süngülediği yere gittuk. Kan orada göllemişti. Yüzümüz, gözümüz, her yerumuz kan olmişti.  Geçtuk az ileri bir çukur yer bulduk. Oraya sinduk Bu arada iki taraftan da ateş sustı. Biz orada öyle yatarken ayak şamataları duyduk. Arz telefonu verduk (Haber verdiler) Öyle karanluk ki göz gözi görmeyur. Fakat gavurun var maytapi oni atayur. İğne olsa yerde görinur. Sallansan anlar asker var orda. Haman teyyareyi geturur. Bizum arz telefonina cevap gelmedi. Düşman  Türkçe konuşa konuşa  geldi. Arada  yunanca konuştular.  Birincioğli Muhammet vardi Zenodan. Birde Paçanli Mustafa. Onlar Yunan a esir düşmişti. Anlaturlerdi. Esirleri öldürüyorlar. Öldürmediklerini de buruyor( Yumurtalıklarını ezerek erkeklikten düşürmek-kısırlaştırmak) onları da buracaklardı. Onlar Rumaca  konuşarak “

“Bizi ne istersunuz. Bizda sizdenuk” dediler. Yunan onlara

-“ öyleyse neden sünnetlisunuz” dedi.

-“Osmanlı bizi zorla yaptı” cevabını verince kurtuldular. Ve orada epey yunanca öğrendiler. Gelen düşman o arada yunanca konuşunca Muhammet ile Mustafa Yunancayı anladiler.

-Mustafa ;

“Muhammet ne yapalum yüzbaşı emir vermedi.”

  • Muhammet de
  • “ E Mustafa eğo (ben) esişiro to tetik (Ben çekeyurum tetiği )” diyerek ateş etti.
  • Zaten bir mermi patlaması yetti. Sabaha kadar çalakalem ateş devam etti. Sabah şafak sökerken ateş kesildi. Kalktuk baktuk  önümüzde, odun yararda yarmaları  atarsun yığılurler ya  aynen öyle  düşman ölüsü yığılı. Parolayi almişti ya manga koli, rahat rahat geluyudi, İnduk karargâha baktuk ki karavana pişmiş. Birşeyler alduk yeduk. Kaşuk yok. Ellerle ne kadar yeyebilursan okadar. Ondan sonra elbise giymeye gittuk.
  • Komutan
  • “ Böyle kanlı gideceğuk alay komutaninun yanına “ dedi.
  • Onlarda kanlı onlarda hep kan, öyle döndük geleceğuk komutanun yanına. İki asker arasına kalduğumuz zaman ateş açtı bize bizum asker. Onlar bizden kümeni (Umutu) kesmişti.” Üçüncü Kafkas Fırkası gitti” dediler. Yunan diye bize ateş açtılar. Tak filemayi kaldurup da Türk olduğumuzi anlatana kadar 8 şehit verduk. Gittuk Fevzi Çakmak un yanına. Bizi görüce ağladı ve alnumuzdan öptü hepumuzi  Ertesi gün geturtiler bizi bir tepeye. Baş siperi yapun dediler.

            -Bu arada hiç dinlenmediniz mi ?

– Yok. Baş siperi yaptuk duruyuruk.. onları göreyuruk amma ateş edemeyuruk. Emir yok.

Topçular aldı ondan(Yunan dan) kalan 22,5 luk topu. Verdiler ona ateşi. Dumana katiler oni. Biz bakup haykırduk (Sevinç naraları.) Oradan geçtik Keçili Köye. Düşman o kadar bağırırdı ki

“Kemal Paşa … teslim….Kemal  Paşa !! Teslim….” Bizde cevap olarak haykırırdık.

Köyü yaktı geçti köyün başına. Silah çattı yattı. Biz 3. Kafkas Fırkası nı kumandan gece kaldırdı. Yaklaşık 20 km. yürüdük. Emir verdi. Baş siperi yaptık. Çalı kırun dediler. Makinali gelecek.sessiz olun.  Nöbetçiler duymasun emirleri verildi.

Yunan askeri de silah başı yaptı. Bizde emirsuz ateş açtuk. Komutanun :”Ateş kes.” Emri de dinlenmedi. Girduk Yunanun içine 4 saat  iç içe savaştuk.  Sabaha ancak iki üç saat kaldı. Sabah açtı induk köye. Orda bir dere vardı üç gün boyunca kan aktı. Bir kolordu asker orada yok oldi.

      -Bizim mi Yunan ın mi ?

-Yunan ın. O silah başı yapana kadar biz ateş açtuk ya. Emirsuz ateş açmasaydık silahını alacak bizi vuracaktı. Tam önündeydik.  Orada 29 Paşasını, bir kadın ve kolordu komutanını teslim alduk. Muhafız askerleri 750 kişi. Hep atlı. Kalanı hep orada kırıldı. O savaşta gece gündüz üç gün harbettuk. Ordan geçtuk Alaşehir  e. Oradan Manisa  ya. Manisa da bize iki saat istirahat verdiler. 24 saatte iki saat kuşluk vakti. İki saat akşam üstü. Diğer 20 saati gece gündüz yürüyüp düşman kovalıyorduk. O trenle kaçıyor, biz peşinden yürüyerek kovalıyoruz. Sırtımızda cephane.

Holalı Ömer Günaydın la şehre gittuk. Yiyecek bir şeyler bulurmuyuz diye. Yanmış enkaz içinde biraz kuru üzüm toplayabilduk. Ömer  üst taraftaki yanmış köyü göstererek

  • “Oraya gidelim” dedi.
  • Ya asker
  • “Bir şey olmaz.” Dedi
  • Gittik oraya baktuk bir şey yok Kimseler yok. Bir ihtiyar gördum. Bağırdum   İhtiyar gel. O korktu ne gelebildi ne de içeri girebildi. Biz Türk askeriyiz. Korkma dedim. Hemen içeri bağırdı.
  • “Fatma gel bak Türk askeri geldi.” İhtiyar bir kadın çıktı içerden. Onlar öyle ağladı ki anlatılamaz.. Parayla biraz ekmek verun bize deduk.
  • “ Yok nereden verelum.” Dediler. Sonra arayıp böyle (Elini göstererek () biraz ekmek verdiler.. Cami un dolidur dediler. Gittuk. Bir çuvalı yırtarak yan çantalarımıza biraz koyup geri döndük. Yüzbaşı gördü bizi.
  • “ Nerde idiniz “ diye sordu.
  • Şehre gittuk.
  • “Bir şey bukabildiniz mi ?” dedi.
  • Yok . aldığımız ekmekten bir parça verduk ona. Sanki dünyaları bağışladuk ona. Caminun  içinun un doli olduğunu da deduk. Hemen mekareleri (Yük katırları) gönderup un aldurdiler. Rahmetli Büyük Bayram unları yoğurdu yaptı çörek. Aşçi da ısıttı suyu unu  vurdu ona. Oraya yaptılar yemek. Tuz yok. Yağ yok. Anla bir saatte  su ısınıp yemek  hazırla nur mi ? Koca bir orduya. Karnumuzi biraz kandurduk işte
  • Ordan geçtuk Menemen e ayağumuzda çaruk kalmadı. Tınaz Tepe de yalınayak savaşurken  ayağumuza batan kevenler canumuzi açıtuyu. İki ayda ayaklarumuzdan çıkmadiler. Çıkanlar da deri soyilup deri ile çıkayudi. Ne ararsun. Bu acılara dayanamıyan asker kendi kendini vuruyor. Mapavrili (Riz Çayeli ) babayiğit bir delikanlı çenesi altından ayağı ile tetiği çekerek kendini vurdi. Birisi de ayağını vurup dağıttı. Yürümemesi içun. Sen ben da yapmayalum diye  arabaya  bağlayup sürüklediler oni. Savaşmayı çoktan araduk. Böyle yürüye yürüye İzmir e induk. Biz yüksek bir yerde iduk. Urum, Ermeni bir yandan kaçıyor, bir yandan da ateş açıyor bize. Yüksekte olduğumuz için bize bişe   Hepumuze makineli vermişlerdi. Alay Komutanı emir verdi:
  • “Deniz yapılarına ateş edun.”
  • Bölüklerumuz 20-30 kişi kalmışti Kimi vuruldı. Kimi öldü. Kimininin ayağı yürümekten  Yara oldı.

        -Yani önceden yapılan hesap tutmadı. Yüzbin kişi ile İzmir  e inemediniz.

Yok. Ne gezer. Ordan denize sabaha kadar ateş açtuk. Öğleyin denizun üstü yan yatan motorlarla ve insanlarla kapandı. Su görünmüyordu. Gene de teslim alamaduk . İzmir’i .Gece kışlalardaki cephanelerini ateşleduk İzmir in bir kısmını böylece biz yaktuk. Urum Ermeni artuk teslim oldı. Akşama yakın 15. Fırka geldi. Bizi istirahata  aldıler. Kaldırdılar Menemen e İki ay Menemen de kalduk.

Ayvalık  a gittuk. Savaş kazanmanun sevinciyle marş diye diye. Birde baktuk ki yolumuza halı serilmiş.  Oranın  Rumları bizi selamlıyor törenle karşıladıler  bizi .

–        Daha önceki sohbetlerimizden aklımda kalan üç noktayı  unututnuz galiba.

  • Uçaklardan kağıtlar atılmıştı.
  • Ankara  tabakhane, Konya Kasaphane.
  • 3 Memlekete düşersem yal yeyeceğim.
  • Ha .. Evet.. Şimdi o Aydın Ovasındaydık Döt tayyare geldi dökti kağıtları.
  • “ Ey Türk akluni başuna çek.  Akara tabakhane, Konya kasaphane. Her Türk içun 15 mermi hazır ettuk. Fişeğun hesabıni alamadum.”
  • Öyle da idi. Dediği gibi idi. Bizumkilerda uçurdi bi tayyare. Geldi ki mevzi arasına düşürdiler oni biz şarkıya alduk oni
  • Ankara dan uçan kuşlar
  • Aydın Ovası nda kışlar.
  • Aydın Ovasına düşürdüler oni ya. Onun içun.
  • Yal ( İneklere verilen su, kabak, un yeşillik ve benzeri maddeleri içeren karışım )
  • Yiyecek bir şeyimiz yoktu. Çok açlıklar çektum. Eğer sağ kalur da memlekete düşersam bir kazan yal yeyeceğum dedum. Gelince yedum oni.

       -Siz hiç yara aldınız mi ?

-Sıyırma çok mermi geçti. Yalnız bir şarapnel parçası kayış aynamın üzerine vurdu. Göbeğimi yaraladı ama bana bir şey olmadı.  Bir mermi de kasaturamın kılıfını parçaladı aldı. Yağmur, doli nasıl yağarsa öyle yağardı mermiler üstümüze. Ama Allah kayırdı.

Geldi bir bomba Fotinos tan(Çaykara Kabataş Köyü ) Cinci Ahmet in sırtı ile çantası arasına girdi. Fışlıyor. Kaçtık öte beri ki patlayıp bize vurmasın.

–        Kimse alıp atamadı mı onu ?

-Nasıl atacaksın az kalksan vurulursun. Allah dan patlamadı da o da kurtuldu.

“Eykidi uşaklar gözünüzün önünde ölüyordum da sizde kaçıyordunuz” dedi. Amma  o da başka çare olmadığını  biliyordu.

   -Şimdi bir arzun var mi ?

– Evet savaştığım yerleri gidip görebilmek. Oraları gezmektir.

– O da olur inşallah. Çok teşekkür ederim. Sağolun.

 

Gazi Haci Şaban Özen in zaman zaman dinlediğim savaş anılarını yazılı metne dönüştürmekte çok geç kalmıştım. Yaşlandıkça anılarının birçoğunu unuttuğunu, bazıları arasında da kopukluklar olduğunu hissettim. Ağır duyduğu için de bazı sorularımı anlayıp cevaplayamadı. Kendisini de fazla yormak istemedim.  Bu konuşmalar bir teyp kasetiyle  kayıt altına alındı.  1999   Yılın da hakkın rahmetine kavuşan  Tarihimizin canlı belgesinden daha fazla yararlanamadığımdan, Cenaze törenini de  tüm gayretlerime rağmen bir gaziye layık bir şekilde gerçekleştiremediğimizden hala  eziklik duymaktayım.  Bu söyleşi Dernekpazarı Köyleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfı nın çıkardığı dergilerde yayınlanmıştır. Ancak okuma veya saklama imkanı bulamayanlar için sitede  de yayınlanarak bu ülkenin  kolay kazanılmadığının bilinmesini istedim. Tüm Şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.

Not: Metin, kullandığı kelimeler değiştirilmeden aslına uygun olarak aynen yazıldı.

 –

 

ı detayını buraya yazınız

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.