ÇOCUKLUK OYUNLARIMIZ
İnsan gelişiminde, çocukluk evresi en etkili ve kalıcı dönem olarak bilinmektedir. Bu dönemde çocuklar, dünyayı anlamaya ve yorumlamaya çalışır, bunun için de oyunları kullanırlar. Ayrıca çocukların ruhsal gelişimi, kimlik ve kişilik kazanmasında da önemli yeri vardır. Çocukların oyunları, bulundukları coğrafi yerin şartlarına ve kültürüne göre ortaya çıkar. Of’tan başlayıp, Lemon Suyu’na kadar uzanan, Solaklı Deresi’nin sağında ve solundaki köy ve yerleşim birimlerinin coğrafi/kültürel benzerlikleri çocuk oyunlarına da yansımıştır.
Bugün büyük bir kısmı unutulan yöremiz çocuk oyunlarından birkaç tanesi aşağıda sunulmuştur;
KAMÇI OYUNU
Evin içerisinde kız ve erkek çocukların birlikte oynadığı bir oyundur. Oyun için kullanılan malzemeler; İçi dolu bir kibrit kutusu ( içi boş olan çok dengesiz olur ve sık sık düşer )ve bir ucu düğümlenmiş kamçı görevini yapan yazma. Çocuklar halka halinde oturur. Oyunculardan biri k başparmak ve işaret parmağı arasında dik olarak tuttuğu kibriti ileri doğru yuvarlar. Kibrit devrilmeden durursa ( kibrit çöpünün sürtüldüğü yer) oyuncu sırasını savar. Kibrit dikine durursa buna eşek denir, çocuklar gülüşür ve atış tekrar edilir. Yuvarlanan kibrit yan düşerse ( yatay durumda), kibriti yuvarlayanın eline kamçı ile vurulur. Çok sıkı ve büyük yapılan kamçılardan canı yanan çocukların bazen ağladığı da olur
E KAŞUM KİTTA GEL OYUNU
Birkaç çocuk ( 8-12 yaş arası) bir araya gelip, kimi özledilerse (özellikle gurbetteki babası ve diğer sevdikleri) onu içlerinden geçirir, işaret parmağının dış tarafını dilinle hafifçe ıslatarak kaşına sürter ; “e kaşum kitta kel, kim isan çıkta kel” tekerlemesini söyler. Kaştan bir kıl parmağa geçerse, çocuk özlediğine kavuşacağına inanır.
KURDUM KOYİN KABARUM
Çocuklardan biri kurt biri çoban olur. Diğer çocuklar (çoğu zaman yaşça küçük olanlar) çobanın arkasında koyun olurlar. Kurt 2-3 metre mesafeden seslenir; “kurdum koyin kabarum”, çoban da ona “çobanum taş adarum” diye cevap verir. Bu şekilde atışma devam ederken kurt sürüye saldırır, oradan bir koyun almaya çalışır, çoban da bütün gücü ile sürüsünü korumaya gayret eder. Bu arada çoban ile kurt arasında tatlı sert bir itiş kakış mücadelesi olur.
EŞELEME OYUNU- GÖMMELİ ÇALİGA
Yurt Yaylasından Kayalığa doğru giderken, etrafı yükseltilmiş çukur yerlerde ( herhalde Rus Savaşı’nda siper olarak kullanılmış ) dört ve fazlası çocuk çukurun etrafına dizilir. Herkes kendine küçük bir çukur açar. Ebe çalıgayı (küçük ağaç parçası) sırasıyla diğer oyunculara doğru atar. Çaligası vurulan ebe, onu alıp gelinceye kadar diğer oyuncular onun çukurunu değnekleri ile kazarlar. Çaligayı alıp geldiği zaman çukuru bir diz boyu açılırsa o oyunu kaybeder ve ceza olarak dizine kadar kendi çukuruna gömülür etrafı sıkıca toprakla doldurulur. Gömülen oyuncunun üzerinden, çakı, bıçak veya bir sopa gibi çukurdan çıkmasını kolaylaştıracak şeyler alınır ve orada bir süre cezalı kalır.
Kaynaklar: Mehmet Günaydın –Mustafa Sarı
E MAMİGA NDARAYEVİS OYUNU –NENE NE ARIYORSUN-
Kız ve erkek çocukları birlikte oynadığı bu oyunda çocuklardan biri yaşlı bir kadın gibi, elinde bir değnekle belini bükerek yürür. Diğer çocuklar arkasından yetişerek ona bazı sorular sorarlar, o da cevaplar;
-E mamiga ndarayevis ? -nene ne arıyorsun-
-Volon -iğne-
-To volon nde naftas ? -iğneyi ne yapacaksın-
-Sakul na rafto – çuval dikeceğim.
-To sakul nde naftas? –çuvalı ne yapacaksın –
-Khirbara na valoci. –küçük taşlar koyacağım –
-To khirbar ndnaftas ? – küçük taşları ne yapacaksın –
-Ospi naftağo – ev yapacağım-
-To ospi ndnaftas ? – evi ne yapacaksın-
-Na kahomeci. – İçinde oturacağım-
– Na şezoci/ klanoci – içine sıçayım/ osurayım
Son cümleye mamiga çok sinirlenir, geri dönüp çocukları kovalamaya başlar, onlar da gülüşerek kaçarlar.
KOPÇA ( DÜĞME ) OYUNU
Erkek çocuklar tarafından oynanır. Oyun için kopça, düz bir alan ve kopçayı vurup bu alana sıçratacak bir taş gerekir ( taş alana bitişik bir duvar içinde ya da yüksekçe bir yerde olmalı ). Kopçalar büyüklüklerine ve kemik olup olmadıklarına göre değer kazanırlar ( Palto düğmeleri 10, ceket düğmeleri 5, pantolon/gömlek düğmeleri 1 gibi ). Kemikten yapılan büyük ve alacalı renkli kopça en değerli olanıdır. Her oyuncu kendine bir oyun kopçası seçer. Oyunculardan biri kopçasını taşa vurup ileriye doğru sıçratır. Diğer oyuncu da kopçasını taşa vurup, yerdeki kopçaya bir karış mesafeye atmaya çalışır. Kopça yerdeki kopçaya bir karış mesafeye düşerse kazanır. Daha uzak bir yere düşerse sıra diğer oyuncuya geçer. Atış yapılırken aynı değerdeki kopçalar kullanılır.
Not: Bu oyun köydeki camiden Kırma tarafına giden yol ile Hacibrahimler ‘e çıkan yolun kesiştiği çatmada, Kesim’ in evinin üstünde oynanırdı. Kaynak: Ali Yüce
ELLEM BELLEM OYUNU
Genellikle ev içerisinde, kız ve erkek çocukların bir arada oynadığı bir oyundur. Okul çağına henüz gelmemiş çocuklara bakan evin yaşlı kişisi ( daha çok dedeler), onları oyalamak için bu oyunu kurar. Grubun içinde oyunu yönetebilecek yaşta bir çocuk olması halinde, çocuklar da kendi aralarında bu oyunu oynarlar.
Yaşlı kişi ve çocuklar, parmaklarını açarak ellerini yere koyarlar. Oyunu yöneten yaşlı kişi, açık parmakların üstüne dokunarak saymaya başlar ; “ ellem, bellem, cim cim, kallem, seni kara, beni kara, gelsin, çıksın, mas-ka-ra”. Tekerleme hangi parmak üzerinde biterse, o parmak içeri yumulur. Tekrar tekrar sayılarak oyun devam eder. Kimin parmaklarının tamamı yumulursa, o kazanmış sayılır.
Dr. Mustafa Yüce/27.10.2023
Çok güzel bir çalışma şenlik, panayır gibi etkinliklerde velileri ile çocuklar için oyun yarışmalarında kullanılabilir veya tiyatro sahnesinde canlandırılan komediler yapılarak yeni nesillere aktarılabilir. Emeği geçenlere çok teşekkürler.